Kaçağım, eşkiya aşklar yaşarım durmadan <br />Kaşla göz, dağla uçurum arası konar göçerim. <br />Sürgünlüğümü yurtlanmaz yerleşik sevdalar, <br />Sığsın ısterler defnelerim, küçücük saksılarına. <br />Yetmez, dağbaşlarının teslimiyeti ıstenir, <br />Ya katlim, ya ıhanetim. <br />Bilmezler bir başka yolu olduğunu. <br />Yani ben, eşkıya her yanı pusu. <br />Gözlerindeki dumanlı dağlara sevdam, <br />Zülfünde gölgeye sığınmam bundandır <br />O zaman keyif çatarım silah diye <br />Sevdanın doruğuna. <br />Buzullar erir nehirler yatak değiştirir <br />Sevdalarını işıklarında yıkarlar <br />Sonra da yürekleri seslerinde <br />Gürül gürül akarlar <br />Çıplak suretleri dağ başlarını resmeder <br />O dem ıklim değişir, hüzün olur. <br />Yüreğimden gayrısına sır vermediğim doğrudur, <br />Kaçaklık bu ...Hadi gel şahrud'um dağlara gövde verelim, <br />Göğsüm tahtasının altı ol. <br />Yoksa vuracak beni hasretim bir tenhada <br />Yakışır mı bir kaçağa ecel eliyle ölmek !?! <br />Hayat denen sonsuzluğun <br />Karşısında bir çocuğuz <br />Düşe kalka büyürken <br />Kalkamayız birçoğumuz <br /><br />Bu hayat böyle mi olur <br />Düşen hep yerde mi kalır <br />Gün olur belin doğrulur <br />Kim ne olacak belli mi olur <br /><br />Ama bitmez yolculuklar <br />Belki biraz canın yanar <br />Düştüğün yerde doğrulup <br />Başlar yine ılk adımlar <br /><br />Bu hayat böyle mi olur <br />Düşen hep yerde mi kalır <br />Gün olur belin doğrulur <br />Kim ne olacak belli mi olur